Sunumun tamamına buradan ulaşabilirsiniz
Kent Ölçeğinde Yapı Sağlığı İzleme ve Deprem Risk Yönetimi Çözümleri
(Anahtar kelimeler: deprem risk yönetimi, sismik risk haritaları, yapı sağlığı izleme, deprem erken uyarı, kentsel dirençlilik)
Yazarlar: Sarp Dinçer, Dr. Erol Kalkan, Eren Aydın
2015 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması III. Dünya Konferansı’nda Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’nin kabulüyle, daha dirençli kentler meydana getirme doğrultusunda önemli bir adım atılmıştır. Kentsel dirençlilik kavramı, şehirlerin, afetlerin yıkıcı sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileriyle mücadeleyi, afet sırasında bu duruma en hızlı şekilde cevap verebilmeyi ve afet sonrası yeniden inşa ve adaptasyon süreçlerini içermektedir. Yüksek deprem riski altındaki kentler için, bu süreçlerin yerine getirebilmesinin önündeki en önemli boşluklar, deprem öncesindeki, deprem anındaki ve sonrasındaki belirsizliklerdir. Mevcut yapı stokunun durumunun saptanması, sismik risk haritalarının oluşması, afet koordinasyon sürecindeki ve deprem sonrasındaki hızlı durum değerlendirmesi için gerçek-zamanlı veriye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada deprem alanında kentsel dirençliği arttırmak için kent yönetimlerine, gelişen teknolojilere paralel olarak 4 bileşenli bütüncül bir yöntem önerilmektedir. Bu bileşenlerin ilki 2000’li yıllardan sonra hızla yaygınlaşan Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri’dir. Kritik yapılara sensörler yerleştirilerek 7/24 yapıların bütünselliğinin takibi sağlanacak ve şiddetli bir deprem sonrasında hasar analizini, durum tespitini ve koordinasyon sürecini kolaylaştıracak bir karar destek sistemi elde edilecektir. İkinci bileşen şehir titreşim haritalarının oluşturulmasıdır. Böylelikle, mikro ölçekteki sismik risk haritaları etkin bir biçimde oluşturulacak, deprem anındaki titreşim tespitleri yüksek keskinlikle gerçekleşecektir. Üçüncü bileşen, dünya ölçeğinde başarılı örnekleri olan Deprem Erken Uyarı sistemidir. İkinci ve üçüncü bileşen, birbirini destekler nitelikte bir enstrümantasyona dayandırılmıştır. Şehrin içinde ve etrafında belirli bölgelere kuvvetli yer hareketi algılayıcıları yerleştirilmesini ve tamamlayıcı yazılım algoritmalarını içermektedir. Dördüncü bileşen, kentte bir Yapı Sağlığı ve Deprem İzleme Merkezi’nin oluşturulmasıdır. Bu merkez, ilk üç bileşenin tek bir noktada etkin koordinasyonunu, yönetimini ve halka aktarımını sağlayacaktır.